Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kazakistan’da düzenlenen 7. Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Forumu’na katıldı.
Bakan Uraloğlu, forum kapsamında düzenlenen “Büyük Avrupa-Asya: Küresel değişim koşullarında uluslararası ulaştırma koridorlarını da kapsayacak şekilde zorluk ve fırsatlar” stratejik oturumunda konuştu.
Uraloğlu, küresel ölçekte derinleşen belirsizliklerin ve dönüşümlerin ortasında, uluslararası ulaştırma koridorlarının sadece ekonomik kalkınmanın değil, aynı zamanda siyasi istikrarın ve küresel barışın da en temel belirleyicilerinden biri haline geldiğini kaydetti. Bakan Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Öte yandan, jeopolitik gerilimler mevcut koridorların da işleyişini doğrudan etkiliyor. Rusya-Ukrayna savaşı, sadece enerji piyasalarını değil, Avrupa ile Asya arasındaki kara ve deniz lojistiğini de yeniden şekillendirdi. Geleneksel Kuzey Koridoru’nun kullanımı azalırken, Orta Koridor ve Güney rotaları öne çıkıyor. Ancak bu kayış, altyapı ihtiyaçları ve koridor yönetimindeki eksiklikler nedeniyle hâlâ istenen verimliliği sağlayamıyor.”
İklim değişikliğinin bir diğer kritik zorluk olduğunu dile getiren Uraloğlu, “Panama Kanalı’nda yaşanan kuraklık veya Süveyş’te güvenlik riskleri, denizyolu taşımacılığının kırılganlığını ortaya koydu. Bu durum, kara ve demiryolu ağlarının önemini artırsa da aynı zamanda dirençli ve sürdürülebilir altyapılara duyulan ihtiyacı daha görünür kılıyor.” şeklinde konuştu.
“AVRUPA-ASYA HATTI BENZERSİZ FIRSATLARIN MERKEZİNDE YER ALIYOR”
Bu noktada Avrasya coğrafyasının kilit rol oynadığını ifade eden Bakan Uraloğlu, “Avrupa–Asya hattı aynı zamanda benzersiz fırsatların da merkezinde yer almaktadır. Doğu ile Batı arasında köprü konumunda bulunan bu geniş coğrafya, tarih boyunca İpek Yolu’nun canlılığına ev sahipliği yapmıştır. Bugün, Avrasya coğrafyası, küresel ticaretin ve lojistiğin yeniden şekillendiği, yeni fırsatların ve zorlukların ortaya çıktığı bir dönüşüm sürecinden geçmektedir.” dedi.
Uraloğlu, ayrıca Güney Kafkasya’daki gelişmelerin Orta Asya’nın yükselen potansiyelinin ve Hazar Denizi’nin stratejik konumunun, daha güçlü bir iş birliği için cesaretlendirdiğini kaydetti.
Orta Koridor’un, Çin’den Avrupa’ya en kısa bağlantıyı sunduğunu da söyleyen Bakan Uraloğlu, “Süveyş Kanalı’ndan geçen denizyoluna kıyasla daha kısa bir transit süresi sağlamaktadır. Bu avantaj, küresel ticarette milyarlarca dolarlık tasarruf anlamına gelmektedir. Ayrıca, bu koridorlar sayesinde taşımacılık maliyetleri azalmakta, teslimat süreleri kısalmakta ve karbon emisyonları azalmaktadır.” açıklamasında bulundu.